Sırrı Süreyya Önder: İlk turda biteceğini düşünenlerdenim
DUVAR – Yeşil Sol Parti’nin İstanbul 1. Bölge 1. Milletvekili adayı Sırrı Süreyya, AKP’nin Şanlıurfa’dan adayı olan Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Ya şampanya patlatacak olanlar olacak” dediğini söyledi. sabaha kadar ziyafet çek, yahut temiz alınlarını şükretmek için secdeye koy ve Rablerine hamd edenler olacaktır.” Cumhurbaşkanı, “Şampanya içenlere ‘Afiyet olsun’, alnı secdeye değenlere ‘Allah kabul etsin’ diyeceğiz” dedi.
‘ULUSLAR ARTIK UZAYDA SÜT KANALLARI İNŞA EDİYOR’
Önder, “Kim nasıl kutlamak istiyorsa öyle kutlamak istiyor” diyor Önder, “Onlar bu tatsızlığın farkında değiller, hayatın içine bu kadar girmek demek, insanın kutlama şekli nasılsa, yaşama yolundan bir vizyon çizmek demektir. kutlamayı bir korku silahına ya da bir cesaretlendirme aracına dönüştürerek “21. yüzyılda hiçbir şey yapamayacaklarını bilmiyorlar. İnsanlar şimdi uzayda mandıra inşa ediyorlar” dedi.
BOZDAĞ YANSIMASI: BU KAFAYA BİR ÇÖP BİLE TESLİM EDİLEMEZ
Önder, Bekir Bozdağ’ın “Aileni Kılıçdaroğlu’na mı, Tayyip Bey’e mi emanet edersin?” Sözleriyle ilgili olarak, “Mesela bunun cevabı benim için çok açık. Bekir Bey’e vermem. Bekir Bey’e kesinlikle vermem. Çünkü bir çöp parçası bile hayata böyle bakabilen bir zihne teslim olun.” Önder, Bozdağ’a şu yansımayı gösterdi:
‘KEMAL BEY BU AİLEYE NE YAPILACAĞINI ÖNGÖRÜYOR AMA BU SORUYLA İLGİLİ DÜŞÜNÜYOR?’
“Nasıl düşünür, nasıl gelir aklına? Emanet ne demek? Ne emanet edersin? Bekçi kimdir, bekçi niye? Birinin ona ihanet edeceğini nereden biliyorsun? Yazık. Kemal Bey’in bu aileye neler yapacağını tahmin ediyor ama şu soru aklına geliyor: Bakın bu öyle kolay söylenecek bir söz değil. Bu kelime ortaya çıkana kadar, o nöronların ortasında milyarlarca kez yumurtladı; faydalı ve ahlaki bir makam bulamayınca böyle çıktı. Allah ıslah etsin diyorum, dua ederek bitiriyorum.”
GAIN’in YouTube kanalındaki ‘Ya Sonra’ programında Mirgün Cabas, Özlem Akarsu Çelik ve Kemal Can’ın sorularını yanıtlayan Önder, siyasete dönüşünden de bahsetti. Önder, yeniden adaylığıyla ilgili “Ne oldu bu halde yine beraberiz” sorusuna şu yanıtı verdi:
ADAYLIĞIN AÇIKLAMASI: BİRKAÇ DÖVÜŞ YAPTIM AMA…
“Diyelim ki görev düştü. Sadece seçim değil. Arkadaşlar aslında seçimden sonra çıkacak Meclis’in aritmetiği ve sonrasındaki sürecin düzenlenmesi, tecrübe, hafıza ve benzeri şeyler beni cezbetti. Bu demokratik dönüşüm süreçlerinde ortaya çıkacak denklemler.Tarihi bir yol ayrımında olduğumuz açık.Aslında tarihi bir yol ayrımındayız.’Gelecek kibirli olur’ dedik. Birkaç kaçma girişimim oldu ama başarılı bir şekilde engellediler.”
‘BU REJİMDE NEYİN, NASIL KURULACAĞINI 100 YIL BELİRLEYECEK’
Önder, bahsettiği ‘yol ayrımı’nı şöyle tanımladı: “Bir dönemin sonuna geldiğimiz açık. Bu dönemin nasıl tasfiye edileceği ve sonrasında yerine nelerin geleceği önemli.”
Önderlik, “Bu rejim gidecek, bu çok net çünkü değişim ve dönüşüm arzusu artık çok görünür” dedi. aynı öneme sahip olacaktır” dedi.
‘YAKLAŞIM TOPLUMUN EN GENİŞ KESİMİYLE PAYLAŞILABİLİR…’
Önder, “Önümüzdeki yıl hiyerarşi ve düzen içinde değil, ilk bir saat içinde, ülkede hızlı bir şekilde, ilk saatte, hukukta olsun olmasın, ifade özgürlüğü önündeki onca sorundan sonra söylüyorum. Kaldırılırken, hep birlikte ele alınan bir yargı krizinde temel hak ve özgürlükler devreye giriyor” diye konuştu. Bu demokratik dönüşümle ilgili adımlar atılır ve tartışılmaya başlanır. Bu, toplumun en geniş kesimiyle paylaşıldığı ölçüde kalıcı olacaktır” dedi.
Önder, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalması durumunda ne olmasını beklediği sorusuna da Altı Masa’ya uyarıda bulunarak yanıt verdi. Mirgün Cabas’ın 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin barajı aştığını hatırlatmasının ardından AKP’nin Meclis’teki tek parti çoğunluğunu kaybettiğini ve seçimlerin yenilenmesine giden süreçte yaşanan olayları “Kürtler Kürtlerdi. Hem o dönemin mağdurları hem de hedef kitle” diyen Önder, şunları kaydetti:
“Biz diz çökmedik, boyun eğmedik. Bütün bu baskı politikalarına rağmen oyumuz yükseldi, düşmedi. Artık bundan da öte, iktidarın bu politikalarına kapılan başka siyasi yapıların eseridir. Hani çok kullandıkları bir söyleniş var ya, ‘Mümin aynı delikten iki kez çıkar. Diğer toplumsal kesimler bunun bir manipülasyon olduğunu, terazideki usul ve formüllerle yapıldığını görsünler. bir insanlık suçu ve bunun önünde bizimle birlikte durmalılar.
‘NE YAPABİLİRİZ?’
Bundan daha fazla ne yapabiliriz? Kırılmadık, ayaktayız, elimizden gelen bu. Atıldılar, sürgüne gönderildik, işimizi, aşımızı kaybettik. Hepimizin üzerinden prestij suikastları yapıldı, yapılmaya da devam ediyor. Ama yan yana durduk, birimizi çıkaramadılar. On yıllardır talep edilen davalarla boğuşuyoruz.
‘İLK TURDA BİTİRECEĞİNİ DÜŞÜNENLERDEN BİRİYİM’
Ama diğer siyasi yapılar bu süreçte taş ayağına basmadı. Geldiğimiz nokta ve edindiğimiz tüm bilgiler hayati önem taşıyor. Ona dört elle sarılıyoruz. Yani bu bedeli canımızla, kanımızla ödedik. Onun için hayati önem taşıyor. Diğer siyasi partiler bu hükümeti demokratik yol ve usullerle tasfiye etmek için doğru zaman gelmişse ve eğer böyle bir 15 günlük süre gerçekleşirse – ki ben bunun birinci nesilde biteceğini düşünenlerdenim. dilek değil, göstergeler o yönde – böyle bir şey olduğunda tek vücut olarak karşı çıkacaklar. O zaman güçlerinin olmadığını deneyimleyeceğiz. Çünkü onlar bu karmaşadan bu kalbi alıyorlar. Bu plak her zaman o raftan alınır ve her çalındığında seyirci bulur. ‘Alın şu plağı’ deyince, yayın olacak.” (HABER MERKEZİ)